"Uzmanlar" gerçekten Uzman mı?
Gökhan Özcan bugünkü köşe yazısında toplum olarak nasıl yönlendirildiğimiz üzerine bir özeleştiri yaptı. Uzmanların ne kadar uzman oldukları ya da neye göre yönlendirme yaptıklarını düşünmemize sebep olan yazının satır başları şu şekilde:
Dolayısıyla insanları bir şeylere sevketmek için daha ince stratejilere gerek duyulmaya başlandı. Bunun neticesinde ‘yetkililer’ gitti, yerine ‘uzmanlar’ geldi.
O uzmanlar, her gün hayatımızda ne olması gerektiğini, nasıl olması gerektiğini açıklıyor. Medya marifetiyle biz de haberdar olup, ona göre hareket ediyor, ona göre yiyip içiyor, ona göre hissediyor, ona göre yaşıyoruz. Uzmanların da tıpkı yetkililer gibi hikmetinden sual etmiyoruz. Hayatımızı kafalarına göre kesip biçmelerine, hamur gibi yoğurmalarına izin veriyoruz. Onların önemsediklerini kendi önemlilerimizin yerine koyuyoruz. Onların kestirip attıklarını hiç düşünmeden kestirip atıyoruz. Çünkü onlar uzman, bizim hakkımızda bizim bilmediklerimizi biliyorlar. Kim olduklarını, nerede yaşadıklarını, bize verdikleri akılları kendilerinin tutup tutmadığını bilmiyoruz. Ama onlar hakkındaki bu bilgisizliğimizi de hiç kafamıza takmıyoruz. Biri “Uzmanlar...” diye söze başladıysa anında kulak kesiliyoruz. İcap ediyorsa akan suları durduruyoruz.
Uzmanlar ne söylediyse kendimize ona göre bir sıkı ayar veriyoruz. Söylediklerine uygun değilsek, suçu kendimizde bulup mahcup oluyor, endişeleniyor, hayıflanıyoruz. Uygunsak, havalara giriyoruz. Hayatın, hayatımızın ölçüsünü onlar koyuyor, biz varlığımızı onların ölçüsüne uydurmaya çalışıyoruz. Onlara kim olduklarını ve ölçülerinin ölçüsünün ne olduğunu sormayı bir türlü aklımıza getiremiyoruz. Uzmanlar daha zayıf olmamız gerektiğini söylüyor, hemen diyete başlıyoruz. Şık olmak için o sene kahverengi tonlarda giyinmemiz gerektiğini söylüyorlar, hemen işaret ettikleri normlara uygun kahverengili mağazalara alışverişe koşuyoruz. “Falanca ürün bu devirde artık ihtiyaç!” diyorlar, anında o ürün olmadan yaşayamaz hale geliyoruz. Onları mutlu etmek için cüzdanlarımızı boşaltıyor, gerekirse borca giriyor, borcu ödemek için ek iş aramaya başlıyoruz. Yani uzmanlar ne derse inanıyor, kendimizi, zevkimizi, fikrimizi gözden çıkarıyoruz, uzmanların dediğinden bir adım dışarı çıkmıyoruz.
Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Bu haber toplam 591 kez ziyaret edildi.
Yorum Ekle
Adınız / RumuzYorumunuz