PARMAKLARIMIZ VE PARMAKLARI

Şüheda Hüsna Şanlı

4 Mart 2019, Pazartesi

Rutinlerin içine sıkışmış hayatımın tam ortasında play tuşuna bu defa “ehi ente hurrun” için dokundum. Bakınız kullandığım her kelime nasıl da modernizm kokuyor: “Play tuşu”, “dokunmak”; her biri hayatımızın rutin ve can sıkıcı gerçekleri. Can sıkıcı, çünkü birazdan başka bir şeye dokunup bu “kardeş sızısı”ndan kopacak olabilirim. Evet, can sıkıcı, can yakıcı!

“Mısır’ın kaderi” diye geçiriyorum içimden; zindanlar, ihanetler, imtihanlar ve Yusuflar… Sonra parmaklarımız geliyor hatırıma; Rabia yaptığımız, Esma’yı düşünerek göğe kaldırdığımız ve indirdikten sonra duygularımızı aktarmak için klavye üzerinde gezdirdiğimiz parmaklarımız. Yalnızca siyasi bir imge olmamalıydı parmaklarımız! Parmakları kaleme sarılan bir baba hatırlıyorum sonra; kızına sarılamayan ve onu son yolculuğuna uğurlayamayan, “bilakis görüşmek üzere” diye mektubunu noktalayıp zihinlerimizi alt üst eden babayı. Parmağı geliyor aklıma; bebeklerinin yeni çıkan dişinin müjdesini veren işaret parmağı. Güler yüzüyle eşine “ben iyiyim” dercesine el sallayan bir mücahid beliriyor zihnimde sonra. Şimdi de bir anne görüyorum; yavrusunun capcanlı ve sıcacık yüzünde parmaklarını gezdiren, sarıp sarmalayan, öpüp koklayan. Son kez! Bakın şimdi de başka bir sahne ve yine bir anne! Bu defa o güzel parmakları buz gibi yüzüne dokunuyor yavrusunun, dudakları da buz gibi bir alna… Ve o sıcacık ana yüreği buz kesiyor. Buz kesiyor ama dimdik, “o inşallah şehiddir.” diyor, dualar ediyor. Görüyor musunuz; işaret parmağı göğe doğru yükseliyor ve “Allahu ekber” diye haykırıyor, duyuyor musunuz; Allahu ekber!

Ne demektir saatler veyahut dakikalar sonra canından bir canı, gözünde hiç büyümeyen çocuğunu ölüme yolcu etmek? Nasıl bir şeydir yol arkadaşını, sevgisi Rab tarafından kalbine yerleştirileni şehadete uğurlamak? Peki ya gölgesi dahi yetecek olan, sesi güven veren, dağ gibi dediğin adamın; babanın gölgesini dahi artık hissedemeyecek olmak? Annenin diyorum, annenin zindanda oluşunun, o narin vücudun nelere maruz kaldığının hayali dahi ızdırap verirken ya gerçeği nasıl bir şeydir?

Onlar iman dolu yürekleriyle kurbanlar verirken ben içimdeki buzağının sancısını çekiyorum. Musa’nın Rabb’ine andolsun ki kendimden utanıyorum. Samiri’ye kanan İsrailoğulları gibi Firavun sofrasındaki gözlerim men’ ve selvayla ne zaman kanaat edecek? Boynum Yusuf’a secde eden yıldızlar gibi ne zaman eğilecek? Mısır ne zaman Yusuf’un kardeşlerinin mahcubiyetine bürünecek? Aziz ne zaman adaleti hatırlayacak? Nerede tevil-i rüyayı geç de olsa hatırlayan zindan arkadaşı? Nerede itirafçı Mısırlı kadınlar? Günahını artık gizleyemeyen Züleyha nerede? Ve nerede nefsini beraat ettirmeyen güzel Yusuf, Kızıldeniz’i ikiye yaran Musa, Firavun’u ve askerlerini yutan Kızıldeniz? “Meta nasrullah?”

Kaçıncıya döndü bilmiyorum “ehi ente hürrun”. Sayısı kaç olursa olsun darağacındaki canı kurtarmaya yetmiyor. Soğutmuyor kalbimi, soğutmasın da! Acıtıyor kalbimi, acıtsın da! Ne birazdan boynuma yağlı urganı geçirmek için beni karanlık hücreden alıp, soğuk dehlizlerden geçirerek idam sehpasına çıkaracak görevliler var, ne de son arzumu soracak kara yüzlü cellat. Sıcacık evimde parmakları klavyenin üzerinde dolanan bir mücahideyim (!) işte. Çok gülen, bazen ağlamayı unutan sonra silkelenip dualarına kardeşlerini ortak eden bir insan; sıratta mazlumların ellerinin yakasına yapışma ihtimali olan biçare. Şimdi ne celladım var ne de şehadetin aydınlattığı bir ölümüm. Kanlı canlıyım, annemin yüreği sıcak, babamın gölgesi üstümde. Ama yazık bana, yazık bize! Çünkü onlar parmaklıklar ardında olsalar dahi hür, biz ise ayağımızda pranga olmadığı halde mahpus!

Fakat hayır, düşmek yakışmaz ye’s ve gam batağına. Bak ne diyor şarkıda: “Sen ruhunu fecrin doğuşuna teslim et / O zaman fecrin bizi uzaktan karşıladığını göreceksin.”

Şarkı bitti, kelimeler dağıldı. Geriye hüznü kuşanmak üzere bir yürek, hala mazlum Ortadoğu ve onlar için edilmeyi bekleyen dualar kaldı.

“Meta nasrullah? Ela inne nasrallahi karib.” (Bakara Suresi; 214. Ayet)

Yorum Ekle

Adınız / Rumuz

Yorumunuz