Halime Kılıç
30 Ekim 2018, Salı
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
Onlara şu memleket halkını örnek ve ibret olarak anlat buyurmuştu Rabbimiz önceki ayetlerinde. Hani kendilerine gönderilen üç elçiyi de yalanlayan, biz kendi kendimizi yönetiriz –haşa- Allah’ın kanunlarına ihtiyacımız yok diyen şu kibirli insanları…
20:’’ Derken şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi. «Ey kavmim! dedi, bu elçilere uyunuz!»
Merhum Ali Küçük hocanın tespitine göre şehrin öbür ucundan kasıt şehrin varoşlarıdır. Elçiler o beldenin her kesimine HakkI’ı ulaştırmış, tebliğ etmiştir. Şimdi ise elçilere iman eden bir adam,halkın şiddet ve baskısına maruz kalan elçilerin imdadına koşmuştur. Yani imanını içine hapsetmemiş imanın gereğini yapmıştır. Ve çok geçmeden ömrünün son sözlerini sarfedecektir;Ey halkım bu elçilere uyun…
21: «Sizden herhangi bir ücret istemeyen bu kimselere tâbi olun, çünkü onlar hidayete ermiş kimselerdir.»
‘..O elçiler ki Hakk’a davet etmeleri karşılığında hiçbir menfaat gütmezler. Tek istedikleri sizin doğru yolu seçmenizdir. Ve zaten kendileri de bu yolun yolcularıdır. ..
22: «Bana ne olmuş ki, beni yaratana kul olmayayım! Halbuki, hepiniz O'na döndürüleceksiniz.»
O yiğit mümin halkına tebliğ ederken; Size ne oluyor da sizi yaratan, size rızık veren Rabbinize kul olmuyorsunuz da nefsinizin kölesi olmuşsunuz diyerek onları ötekileştirmiyor, dışlamıyor. Onları düşünmeye sevkedercesine ;’ Bana ne oluyor da beni yaratan Rabbime kulluk etmeyecekmişim’.
Aslında günün, yarının ve öbür günün sorusu bu: Bana ne oluyor? Bu soruyu sorabildiğimizde hayatımızda giden yanlışları fark edebiliriz. Ben ne yapıyorum da bu haldeyim? Ya da ne yapmıyorum da hayatımda huzur yok?
Birkaç soruya cevap arayalım. İnsan kendini müstağni görüyor önce. Ben kendime yeterim diyor. Ben güçlüyüm, imkanlarım var –haşa- yüce bir yaratıcının emir ve tavsiyelerine ihtiyacım yok. Bana ne oluyor da ahiretin ebedi olduğuna inandığım halde dünya odaklı yaşıyorum?
23: «O'ndan başka ilahlar mı edineyim? O çok esirgeyici Allah, eğer bana bir zarar dilerse onların şefâati bana hiçbir fayda vermez, beni kurtaramazlar.»
Düşen uçakta ve batan gemide ateist kalmaz diye özlü bir söz var. Ölümle burun buruna gelen herkes iman etmek isteyecek ama kabul edilmeyecektir. Tıpkı firavunun yaptığı gibi. Lafın kısası Allah’ı bırakıp da edinilen ilahlar, başa gelecek zarar ve musibeti defedemez. Öyleyse en büyüğün ve en güçlünün kulu olmak gerek.
24: Eğer öyle olsaydı (putlara tapsaydım) muhakkak ki ben, mutlaka apaçık dalâlette olurdum.
Eğer beni yaratıp, rızıklandıran, sayamayacağım nimetleri ayağıma seren Rabbime kulluk etmeyip, O’ndan gayrısına itaat edersem düpedüz yoldan çıkmış olurum.
25: Muhakkak ki ben, sizin Rabbinize îmân ettim. Öyleyse beni işitin.
O Rab ki sadece O’na inananların değil, bütün insanların Rabbi’dir. Öyleyse beni dinleyin.
26-27: Gir cennete! denildi. «Keşke, dedi, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikrama mazhar olanlardan kıldığını kavmim bilseydi!»
Ayetlerin akışından o yiğit müminin şehid edildiğini anlıyoruz. Küfür tek bir mümine bile tahammül edemez. Çünkü bir mümin binlerce uyuyan insanı uyandırabilir.
28: Biz ondan sonra, onun milletini helâk etmek için üzerlerine gökten herhangi bir ordu indirmedik ve indirecek de değildik.29: (Onları helâk eden) korkunç sesten başka bir şey değildi. Birdenbire sönüverdiler.
Küfürlerinde ve zulümlerinde ısrar eden bir milletin sonu. Onları helak etmek için gökten bir ordu inmesine bile gerek görmeyen rabbimiz korkunç bir çığlıkla köklerini kazıdı.Mesaj gayet açık; kimin yolunda gittiğinize dikkat edin.