Yeni Zelanda ve Suskun Dünya

Habil Aksoy

17 Mart 2019, Pazar

Cuma günü Yeni Zelanda'da Müslümanlara yönelik gerçekleştirilen menfur saldırı bir kez daha göstermiştir ki hak ve batıl mücadelesinin tarihi seyri zihinlerdeki canlılığını ilk günkü gibi korumaktadır. Tevhid bayrağının dalga dalga yayılması için verilen tarihi mücadeleler ve yazılan destanlar küffarın uykularını bugün dahi kaçırmaya devam ediyor anlaşılan. Bu menfur saldırı bir kez daha yüreklerimizi can evinden vururken, geçmişte olduğu gibi yine ateşli kınama mesajları yayımlamayı sürdürdük/sürdürmeye devam ediyoruz. Keşke kınamalarımız zalimin zulmüne engel olabilse diye iç geçirmeden edemiyoruz. Sözü dayandırmak istediğimiz nokta şudur, İslam dünyası olarak son 2 asırdır içinde bulunduğumuz bölünmüşlük psikolojisiyle beraber sosyal/siyasi/entelektüel buhranlarımız ve açmazlarımız gelinen noktada bizleri küffarın karşısında derin bir acz içerisinde bırakmaktadır. Bu itibarla başta islam İşbirliği Teşkilatı ve Müslüman Alimler Birliği olmak üzere, ilgili tüm mekanizmaların İslam dünyasının buhranlarına son verilmesi noktasında sorumluluk üstlenmesi gerektiğinin altını ısrarla çizmek durumundayız. İslam dünyasının vahdetine engel koymaya ahd etmiş tüm faaliyetlerin karşısında yek vücut olarak durmamızın vakti geldi ve geçiyor. Zira küffar karşımızda birbirine kenetlenmiş dururken bizim tefrikaya düşmemiz, Aziz İslam'ın yegane düşmanlarının ekmeğine yağ sürüyor.

Öte yandan bu hunharca saldırı göstermiştir ki, dünya yine ve yeniden Müslümanlara karşı işlenen cürümler karşısında üç maymunu oynamayı sürdürmüştür, Paris’te 12 kişinin hayatını kaybetmesiyle neticelenen Charlie Hebdo saldırısı sonrası, 50’ye yakın ülkeden devlet başkanlarının katılımıyla Paris’te “Cumhuriyet Yürüyüşü” gerçekleştirilirken, onlarca Müslüman’ın şehit düştüğü Yeni Zelanda için dünya liderleri sus ve pus olmayı yeğledi.  Biz biliyoruz ki, İslam garip başladı ve başladığı hale dönecektir. Lakin yine biz biliyoruz ki İslam davasının sancağı ilelebet yere düşmeyecektir ve İslam’a uzatılan eller Ebu Leheb’in elleri gibi kurutulacaktır. Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç’in de dediği gibi “Bizi toprağa gömmeye çalıştılar fakat tohum olduğumuzu bilmiyorlardı.”

Biiznillah bu  ümmetin evlatları tefrikaya sebebiyet verecek olası her söylemi terk ederek, vahdetin inşası yolunda bir nefer olduğu vakit, yine içimizden Selahaddin Eyyubiler çıkacak ve Kudüs’ü işgalcilerin elinden kurtacaktır, yine içimizden Halid İslambuliler çıkacak ve namluyu çağın Firavunlarına doğrultacaktır ve yine içimizden Malcolm X’ler çıkacak, hakkı ve hakikati haykıracaktır Amerika’nın meydanlarında…

Muhakkak ki Allah intikam alanların en hayırlısıdır!  Ya Rabbi, el-Kahhar ismi şerifinle İslam düşmanlarını, mağlup eyle.

Yorum Ekle

Adınız / Rumuz

Yorumunuz