Derin Sessizlik

HABERLER - 7 Ocak 2019, Pazartesi

Bilinçli bir susuş mu, içe kapanış mı, vurdumduymazlık mı, olanlara razı oluş mu? Sorular çoğaltılabilir ve ardı arkası gelmeyebilir? İnsanı tedirgin eden bir hava var ortamda. İnsanın insana güvenmediği, insanın temkinden öte iyice sindiği ve hatta çaresiz olduğu gerçeği. İzahı olmayan bir durum. Bazen insanı ürküten bir patlamaya gebe gibi. Hemen her şey olabilir mi? İnsanı ürküten de bu durum. İnsanın aşırı nefretinin bir alt bilinci. Havayı koklayacak bir durum da yok gibi. Bulanık, sisli ve boğuk. Birbirinin gözüne bakmaya bile ürkülen bir hâl var.

 

Dünyanın başına belâ kesilen ırkçı, şoven, baskıcı, faşist ruhlu emperyal soluklu bir durumdan söz ediyoruz. Kabilevi yöntemlerle insanlara bakan ve kendi meşrebinin, kabilesinin, çevresinin yönetmenleri başkalarını öteliyorlar. İnsanı kazanma yerine kendini koruma refleksli bir savunma. İnsanın ölümünden haz alınan bir durum. Dünyanın dört bir yanı böyle, insanlık mazlum. Mazlumlar güç birliğinden yoksun. Hemen her an bir kırıma kurban gidilebilir. İnsan eylemlerinde hayır amaçlı değilse, niyetler nefse dönük olur. Nefislerin doymazlığı ve sınır tanımazlığı karanlık ve doyumsuz bir kuyu. Sonu olmayan bir uçurum. Sade kendini düşünen ve kendisi için var olan bir durum.

 

İnsanlık kölelik ruhuyla bastırılmışsa, soyut zincirlerini kıracak güçten yoksun olur. Umutları tükenenlerden çıkış beklenemez. Çaresizlikle artık beddua etme gücünü bile yitirir. Dili dönmez ama içindeki fırtınalarla bir derin bir âh fırtınalar koparır. İnsanın ah’ı en tehlikeli olanı. Bunun bilincini taşıyanlar için hayatın bütün zorluklarını göze alır, sakınır.

 

Sorumluluk üstlenenlerin, buna razı olanların hakkaniyet duygu ve adalet bilinçleri yitmişse vah hallerine. Korunma güdüsü nefse odaklı olabilir ancak. İnsana yüklenen sorumluluğa gönüllü atılmak kadar riskli ve tehlikeli bir durum olmasa gerek. Çünkü insanı yalnız bırakan insanın kendisi. Kendi duvarlarını örerken, duvarlar arasında kaskatı bir nesneye dönüşür.

Milli Gazete yazarı Ali Haydar Haksal'ın, toplumdaki genel kaygı ve endişe halini dile getirdiği yazısının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Bu haber toplam 958 kez ziyaret edildi.

Yorum Ekle

Adınız / Rumuz

Yorumunuz