Büyük Hayat ve Küçük Hayatlar
“Ben tek başıma ne yapabilirim ki?” diye sordu genç olan. “İnsan olabilirsin!” dedi daha çok yaşamış olan.
Hemen hepimiz hayatta bir şeylerin olması gerektiği gibi gitmediğinin farkındayız. Sanki yaşamamız gerekenden daha başka bir şeyi yaşadığımızı hepimiz az ya da çok biliyor ama her şeyi içine katan bu çılgın döngünün dışına çıkmanın bir yolunu bulamıyoruz. Mevcut durumun hiç değişmiyor olmasının, hatta günden güne etkisini daha da arttırıyor olmasının sebeplerinden biri bizim bu döngünün artık kırılamayacağına dair inancımız...
Yaşadığımız şu zamanda bizi tıknefes bırakan bir yanlışa düşüyoruz hemen hepimiz. Büyük hayatın tek tek küçük hayatları ezip geçtiğini, bizi önüne katıp götürerek hepimizi kendi yörüngesinde erittiğini düşünüyoruz. Oysa büyük çark hareketini küçük çarkların hareketine borçludur. Çarklardan bazıları, mümkün olduğunca çoğu kendi öz yörüngesinde dönmekte ısrarlı olur, büyük çarkın dayattığı harekete mukavemet gösterirse büyük çark er ya da geç dönemez hale gelir. Yani hepimiz şu gerçeği görmeliyiz: Büyük çarkı döndüren şey, bizim tek tek kendi öz yörüngemizi korumakta ve gözetmekte gösterdiğimiz hüzün verici zafiyettir.
Yeni Şafak yazarı Gökhan Özcan'ın bugünkü yazısının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Bu haber toplam 537 kez ziyaret edildi.
Yorum Ekle
Adınız / RumuzYorumunuz