Bitmeyen Meşgûliyetimiz
Yeni zamanların hayatlarımıza dayattığı kurgu, elimizde kalan son tenhalıkları da gaspetmek üzere ilerleyişini sürdürüyor. Uzun bir süredir kendi icat etmediğim, seçmediğim, tercih etmediğim meşguliyetler tarafından zamanımın büyük bir kısmının işgal edildiğini hissediyorum.
“Hızla seyreden bir araçta gözünü yolun durmadan akan çizgilerinden alamayan yolcular gibiyiz” dedi beyaz saçlı adam, “görülmeye değer her şey etrafımızda ama başımızı kaldırıp onlara bakamıyoruz!”
Uzaktan bakınca düz bir çizgi gördüğünüz şeyin yakından bakınca bir elektrik telinin üstünde yan yana duran onlarca sığırcık kuşu olduğunu hayretle görürsünüz, hayat böyle!
“Sahte bir dünya keşfediyoruz: Öncelikle bu bir dünya olmadığı için ve kendini gerçek gibi gösterdiği için ve gerçeğin yerine tersini ikame ederek gerçeği yakından takip ettiği için sahtedir. Örneğin, gerçek mutsuzluğun yerine mutluluk kurguları koyarak, gerçek mutluluk ihtiyacına kurguyla cevap vererek bunu yapar. Ya da iğrenç mutsuzluğun yerine dramatik bir mutluluk koyar. Ve bu böyle devam eder” diye yazmış Henri Lefebvre, ‘Gündelik Hayatın Eleştirisi’ isimli eserinde.
Özgürlük, kısacık bir ânın içine hiç acelesi olmayan upuzun bir cümle kurabilmektir bazen.
Neyle meşgul olursa olsun, kendini daima anlamların emrine amade tutan insanlar da var.
“Acele etme” dedi meczup, “gönlünü bir yerde unutup gitme!”
Gökhan Özcan'nın bugünkü yazısına buradan ulaşabilirsiniz.
Bu haber toplam 554 kez ziyaret edildi.
Yorum Ekle
Adınız / RumuzYorumunuz