Aile evden gidiyorsa kabahat kimin?

HABERLER - 11 Temmuz 2019, Perşembe

Milli Gazete yazarı Hüseyin Akın'ın bugünkü yazısını sizlerle paylaşıyoruz.

Aile elden değil evden gidiyormuş. Devlet aileye sahip çıkmalıymış. Kültür emperyalistleri boş durmuyor çocuklarımızın kafasına giriyorlarmış. İyi de sen ne güne duruyorsun? O vakit “kendine gel ve evine dön” demezler mi adama? Derler elbet.

Anne ve baba olarak sen varken senin çocuğuna emin ol kimse bir şey yapamaz. Yapıyorsa şayet, sen orada olmadığın içindir. Uzun iş gezilerinden, uzun siyasi tartışmalardan, borsa endeksinden ve döviz kurlarından başını kaldırmadığın içindir.

Anne isen hiç suçluyu başka yerde arama. Çocuğunu yarış atı yapan sensin. Puanı en yüksek okulları kazanması için gösterdiğin çaba ve stresi acaba aile ve memleket değerlerini, dinî hasletleri öğretmek için gösterdin mi? Yaz Kur’an kurslarında Elif Cüzü’nü bitirip Kur’an’a geçmesini, üç beş namaz suresini yarım yamalak öğrenmesini yeterli saymadın mı? Ne kanaati öğrettin ne sabrı ve muhabbeti. Varsa yoksa başkalarının çocuğundan geri kalmasın için uğraştın. “Çocuklarımız dört bir yana savruluyor” diye birileri hep bir ağızdan bağırmadığı takdirde belki de hiç şikâyetçi olmayacaktın durumdan.

Nasıl bir aile istiyorsanız ailenizi o şekilde yoğurma ve eğitme özgürlüğüne sahipsiniz. Elbette dış cereyanlar olacaktır. Kapını ve pencereni iyi kapatmalısın o halde. Muhafazakârlığınızın hiç olmazsa bu yönde bir sahiciliği olsun. Çoluk çocuğunuzu muhafaza edip onlara mukayyet olun. Mesele sadece kendi çoluk çocuğumuz değil elbette, başkalarının çoluk çocuğu da mesuliyetimiz dâhilinde. İyi de daha doğru düzgün kapımızın önünü süpürmeden mi?

Çocuklarınıza verdiğiniz şeyler sivrilmiş zekâ, hudutsuz özgüven, olağanüstü başarı ve sonsuz galibiyetten ibaretse bu özelliklerin çocuğunuzu ulaştırdığı dünyayı yadırgama hakkınız yok demektir. Komşuluk ilişkisine girmeden komşuluğun faziletlerini, akrabalık bağlarını geliştirmeden sıla-i rahim bilincini, israf ve çılgınca tüketime son vermeden elindekiyle yetinmeyi çocuklarınıza öğretmeye kalkmanızın hiçbir karşılığı olmayacağını bilmelisiniz.

Tabi ki devlet aileyi koruyacak, aile değerlerini geliştirecek; fakat devlet evimizin kapısını kapattıktan sonra dışarıdadır. Devleti de çocuğuna öğretecek olan sensin. Karı-koca olarak birbirinize ideal eş olabilirsiniz; ama bu yetmez, çocuklarınıza da iyi bir anne ve baba olmanız gerekir. Bu yaştan sonra devlete analık-babalık yaptırmaya kalkmayın.

ÇOK YÖNLÜ TRAFİĞİN MAGANDALARI

Bağlandığınız inançlar bütünü sizi en ufak şeylerde bile dizginleyemiyorsa muhasebenizi yapın. Normal durumlarda bile burnundan soluyarak hareket edenleri anlamamız mümkün değil. Öfke kontrolünden falan bahsetmiyorum. Ortada öfkelenecek bir şey olmadığı halde basit meselelerde bile kıyamet koparan, sövüp sayan, yakıp yıkan insanların sayısı o kadar çoğaldı ki.

Mesela adamın arabasına biniyorsunuz daha sokağı döner dönmez başlıyor sağlı sollu gelip geçen sürücülere saydırmaya. Ne anası kalıyor ne sülalesi. Belki de küfür yiyenler de ona küfür yağdırıyorlardır.

İnsanlar sanıyorlar ki insan-insana medeni iletişim sadece oturup konuşurken geçerli olan bir şeydir. Hâlbuki arabada, direksiyonun başında olmak seyri sefer halinde olan insanlara karşı nezaketsiz davranmayı hiç gerektirmez.

Pendik’te bir ailenin trafikte maruz kaldığı korkunç muameleyi duymayan kalmadı. Daha bir hafta öncesinde aynı güzergâhta benzer bir olaya şahit olmuş ve şaşırıp kalmıştım. Arkadan lüks bir spor araba öndeki seyir halinde otomobile hafifçe çarptı. Jipin sürücüsü adam daha ne olup bittiğini bile görmeden başladı öndeki çarptığı arabanın sürücüsünün yedi kat sülalesine sövmeye. Hâlbuki sövmeyi gerektirecek saniyelik bir diyalog bile yaşanmış değildi. İki arabada da önemli bir hasar yoktu. Merak edip acaba ne hasar var diye arabaya doğru yaklaştığımda her iki arabada da kayda değer bir hasar görememiştim. Hasar önündeki otomobile arkadan çarpan ve bir taraftan da cüssesinin verdiği cesaretle ağza alınmayacak küfürler savuran lüks jipin görgüsüz sürücüsündeydi.

Bu trafik magandalığı dediğimiz şey ne kadar da internette sosyal medyada ona buna hakaret edip saklanan yüzü maskeli, sahte hesaplı şahıslara benziyor.

 

Bu haber toplam 1089 kez ziyaret edildi.

Yorum Ekle

Adınız / Rumuz

Yorumunuz