14 Yaşında Gönüllü Cinsellik(!)

HABERLER - 16 Ocak 2019, Çarşamba

Belçika’da “cinsel rıza” yaşı, 16 yaşından 14’e indirildi. Avrupa’da cinsel ilişkide rıza yaşı Almanya, Estonya, İtalya ve Portekiz gibi birçok ülkede artık 14 yaş kabul ediliyor. Ben buna cinsel rıza yerine “cinsel gönüllülük” diyorum. Avrupa’nın modern cinsellik kültürü, uzun süren manastır tecrübelerine karşı verilen meydan okumalardan doğdu.

Önceleri kilise olabildiğince sınırları zapt-u rapt altına alarak, aşağılayarak ve dışlayarak bir cinsiyet politikasına sahipti. Sonra buna meydan okundu ve serbestlik ortaya çıktı. Cinsellik, arzunun doyumu ile vardığı mutluluğun kaynağı kabul edildi. Psikanalizin kurucusu Freud da bunu teorileştirdi. Kilisenin el koyduğu, darlaştırdığı ve günah saydığı cinselliğin önündeki duvarlar yıkıldı, sınırlar belirsizleşti. Mutluluğun temeli serbest cinsellik, mutsuzluğun temeli de cinsel yasaktı artık.

Batı modernliğinin bu cinsellik politikası, 68 kuşağı ile beraber devrim geçirdi. Bireyselcilik, cinsellik ve ectacy üçlemesine dayalı mutluluk bütün derinliğiyle keşfedildi. Namus kavramı alt üst oldu. Kilisenin katı yasakları tarumar edildi. Arzular şelaleye dönüştü! Haz, en fazla cinsellikle tanımlandı. Mutluluk maddeydi, madde cinsellikti, cinsel olan da hazdı. İlginç bir biçimde cinsel devrim ile aile arasında ters orantı ilişkisi oluştu. Cinsel serbestliğin sınırları genişledikçe evlilik de flulaşmaya ve anlamsızlaşmaya başladı. Cinsellik tamamen aile konsepti dışında tanımlandı. Evliliğe dayalı cinsel meşruiyetten vazgeçildi. İlginç bir biçimde “gönüllü cinsellik” 14 yaşına indirgenirken ve yasallaşırken, aynı yaşta evlilik yasaklandı. Bugün ergenlerin( yeni akil-baliğ olmuş) en büyük sorunlarının başında hamilelik ve doğan çocuklar geliyor. Avrupa onların bakımı, büyütülmesi ve diğer sorunları ile ciddi biçimde boğuşuyor. Ama 14 yaş evliliğinden bahsedilince sorunlarıyla başa çıkacak olgunluğa erişememekten söz ediliyor.

 

Peki Türkiye’de ne oluyor?

Türkiye, Batı’nın cinsel politikalarının taarruzu altında. Cinsellik kültürü darmadağın ediliyor ve bunun yerine Batı modernliğinin bahsettiğimiz ilişkileri benimsenmeye başlanıyor. Aile yapısı ile ilgili ipe sapa gelmez analizler yapılıyor. Mesela mahremiyet bilincimiz, “sır her çeşit kötülüğün anasıdır” yaklaşımıyla bir antropolog profesör tarafından yerle bir ediliyor. Profesörün bu topraklarla ilgili tek ilişkisi Türkçe konuşması!

14 yaşındaki çocukların gayri meşru ilişkilerini “gönüllü cinsellik” diye kodlayamayız. İslam kültürüne göre bu gayri meşru ilişkidir. Kanun onu nasıl görürse görsün inancımız budur. Daha şaşırtıcı olan şu: 12 yaşındaki çocukların bu gayri meşru ilişkilerine “deneyim” diyenler, evli olan 15 yaş grubuna “gelin çocuklar” tanımlanması yapıyor olmaları. Bu tanımlamayla tecavüzcü algısını üretiyorlar. Akil-baliğ olmuş ve karşılıklı rıza ile aynı çatıda aile olmaya karar vermiş insanlara çürümüş( en azından inandıkları kültürle) yaklaşımlarıyla bakıyorlar. Bize post-modern cinsel kültürel sapmaları doğru göstermeye çalışıyorlar. Kibirle ve bilim havasıyla akıl veriyorlar. Pazarladıkları bilim değil, kültür. Kültür de çoğuldur, değişkendir. Biz neden başka toplumların deneyimlerinden çıkan kültürü evrenselmiş gibi benimseyelim ki?

Şimdi hükümet akil-baliğ olmuş ve evlenmiş hapisteki 10 binlerce insanın mağduriyetine bir çare arıyor. Neden? Çünkü resmi kanuna göre cinsiyet tutumlarında bulunmamışlar! Yani 18 yaş öncesi evlenmişler! Peki evlilik yapmayınca 18 yaş altı her çeşit halt yemek serbest mi? Evet serbest! Ne garip bir cinsiyet davranışı! Çocuk cinselliği serbest ve deneyim oluyor. Ama evlenince suçlu oluyor. Kimse kusura bakmasın! Müslümanlık anlayışımızda evlilik dışı cinsel ilişki gayri meşrudur. Yasak olmayabilir bugünkü hukukta, ama gayri meşrudur. Büyük paradoks nedir? Gönüllülüğe dayalı cinselliğin serbest olması ve popüler kültür tarafından teşvik edilmesine karşın, serbest evliliğe dayalı cinselliğin yasaklanması.

Kültürel görelik açısından değerlendirdiğimizde, bizim kültür anlayışımızda evlilik dışı ergen dönemindeki cinsel ilişkiye illa da bir ad takacak olursak buna “çocuk zinalığı” denir. Bu anlam dizgesinde batının son uygulamalarında “çocuk zinalığının” teşviki vardır. İnsanlığın anlam dünyası için de tehdit edicidir. İnsanlığın evrensel aile kimliğini yok eden bir tehdit... Bütün insanlığı tehdit eden bu cinsellik kültürüne karşı hep beraber mücadele etmeliyiz. Evlilik bir gönüllülük, mesuliyet ve ruhsal olgunlaşma meselesidir. Bundan dolayı 18 yaş gibi bir uzlaşma ortaya çıkmıştır. Zorla evlendirilen “çocuk gelinler” de din adına meşru gösterilemez. Mesuliyet üstlenemeyen ve yeterli olgunluğa sahip olamayan ergenlerin evliliği de saadet getirmez.

Ergün Yıldırım- Yeni Şafak

Bu haber toplam 1132 kez ziyaret edildi.

Yorum Ekle

Adınız / Rumuz

Yorumunuz